Irak’ta sosyal medya platformları,kadınlara karşı siber şiddet ve nefret söylemi aracılığıyla sessiz bir silah olarak kullanılıyor.Bu durum, kadınların çevrimiçi platformlardaki varlığını doğrudan etkiliyor.
Siber şiddet ortamında feminist aktivistler,siyasette yer alan kadınlar,erkeklerle birlikte çalışanlar ve bağımsız iş yürüten kadınlar en çok hedef alınan kesim oluyor.
Siber şiddetin verdiği zarar,kadınların gerçek hayatta uğradıkları şiddetten daha az değil; iftira,hakaret,nefret söylemi,intikam pornosu gibi yöntemlerle işleniyor.
Teknolojinin kolaylaştırdığı en tehlikeli yöntemler arasında hakaret dolu yorumlar,yıkıcı paylaşımlar,sahte fotoğraf ve videolar var. En yıkıcı adım ise kadınların adlarına açılan sahte hesaplar üzerinden uydurma içeriklerin paylaşılması.
Birleşmiş Milletler (BM)Kadın Komitesi verilerine göre Irak’taki kadınların yüzde 21’i siber şiddete maruz kaldı.Bunların yüzde 43’ü birden fazla kez ve farklı yollarla hedef oldu. Erkeklerin ise %31’i bu tür şiddeti işlediğini gizlemedi.
Yaşanan bir örnek
Geçtiğimiz ağustos sonunda Kerkük’te bir genç kadın, kendi işini yürüttüğü dükkanının tanıtımı için kullandığı Facebook hesabı üzerinden siber şantaja uğradı ve polis hattını arayarak şikâyette bulundu.
Kerkük İl Kadınları Güçlendirme Dairesi Müdürü İntisar Kerim, KirkukNow’a şunları söyledi:
“Genç adam sürekli onu elektronik yollarla şantajla tehdit ediyordu. İşini bırakmasını ve dükkânını kapatmasını istiyordu.”
Kadın,acil hattı (911) arayarak yardım isteyen İntisar Kerim,“Yoğun şekilde elektronik şantaja uğruyordu.Çok üzgün ve yorgundu,başka çözüm yolu yoktu” dedi.

Polisin sorunu nasıl çözdüğü açıklanmadı ancak İntisar, “Genç kadın şu an işini özgürce ve korkmadan sürdürüyor” diye belirtti.
Ayrıca çok sayıda ciddi şantaj vakasının polis tarafından ele alındığını, çözülemeyecek boyuttaysa doğrudan mahkemeye sevk edildiğini vurguladı.
Siber şiddetin çeşitleri
BM’nin bir araştırmasına göre siber şiddet;
- Hesapların hacklenmesi,
- Teknolojiyle kadınların iş yerlerinin ve hareketlerinin izlenmesi,
- Şifrelerin çalınması, mesajların kopyalanması,
- Sahte fotoğraf ve videoların rızasız yayımlanması gibi yöntemlerle işleniyor.
Geçen yıl Türkmen siyasetçi, Irak Kürdistan Parlamentosu eski Başkanlık Sekreteri Muna Kahveci,sosyal medyada hakaret ve iftira kampanyasının hedefi oldu.
24 Şubat 2024’te Federal Mahkeme’nin IKBY seçim yasasıyla ilgili aldığı, azınlık kota sandalyelerini 11’den 5’e düşüren kararına karşı düzenlediği protestolar sonrası saldırılar başladı.
Bir hafta içinde sosyal medyada Kahveci’nin fotoğraf ve videoları yayılmaya başladı. 25 Şubat’ta Turkmen Basın Günü nedeniyle yaptığı basın toplantısına ait video 7 bin 600 yorum aldı; bunların neredeyse 7 bini hakaret ve alay içeriyordu. En sık kullanılan ifade “Mutfak Sana Daha Yakışıyor” oldu,6 bin100 gülme emojisi eklendi.
Kahveci ise, “Ben Türkmen bileşenini savunuyorum. Sosyal medyadaki siber zorbalıklar beni yolumdan döndüremeyecek”dedi.
Mart 2024’te yayımlanan bir BM araştırması,kadınların erkeklere kıyasla internette 27 kat daha fazla siber şiddete uğradığını ortaya koydu; üstelik kadınların internet kullanım oranı erkeklerden yüzde 20 daha düşük.
Siber şiddet görmezden geliniyor
IKBY’de (Irak’ın 19 vilayetinden 4’ünü kapsıyor) 2024 yılında yalnızca 226 kadın siber şiddet şikâyeti yaptı. Kadın örgütleri bu sayının gerçek vakaların çok altında olduğunu belirtiyor.
Kadın Hukuk Yardım Örgütü (WOLA) verilerine göre, 2024’te 70 kadın özel fotoğraf ve videolarının rızasız paylaşılması için şikâyette bulundu. 57 kadın ise bu görüntülerle tehdit edilerek ya para ödemeye ya da cinsel taleplere boyun eğmeye zorlandığını söyledi.
WOLA üyesi Gona Mecid, kadınların şikâyet konusunda çekingen kalmasının bir sebebinin, çıkarılan gözaltı kararlarının uygulanmaması olduğunu vurguladı. 2024’te kadınlara yönelik şiddet vakalarında (fiziksel ve elektronik) çıkarılan 2.093 yakalama kararının yalnızca 235’i uygulandı.
Kadınların sessizliği
Bu yıl yayımlanan başka bir ankete göre kadınların yüzde 21’i şiddete maruz kaldığında sessiz kalmayı tercih ediyor, yüzde 55’i şikâyette bulunuyor.
Kadınların yüzde 39’u, yetkili makamların sorunları çözmede etkili olmadığını düşünüyor.Yüzde 64’ü ise bu davalara özel mahkemeler kurulmasını talep ediyor.
BM Kadın Raporu’na göre Irak genelinde kadınların yüzde 41’i ve erkeklerin yüzde 36’sı siber şiddete karşı en iyi çözümün polis müdahalesi olduğunu düşünüyor. Kadınların yüzde 27’si de hükümetin çevrim içi platformlarla ilgili politikalarını geliştirmesi gerektiğini savunuyor.
Yaptırımlar ve yerel girişimler
Irak’ta kadınların siber şiddete karşı susmaması yönünde çağrılar artıyor. Çünkü mevcut yasalar bu konuda destek veriyor.
Irak Ceza Kanunu’na göre cinsel tacizin her türü bir yıla kadar hapis ve para cezası ile cezalandırılıyor.IKBY’de ayrıca özel bir yasa var: telefonların kötüye kullanımını yasaklıyor.
Yasanın 2. maddesi şöyle:
“Her kim telefonu,cep telefonunu, iletişim cihazlarını, interneti veya e-postayı tehdit, iftira,yalan haber yaymak ya da şerefsizce işler için kullanırsa, en az altı ay en fazla beş yıl hapis ve en az 1 milyon (700 USD), en fazla 5 milyon dinar para cezasıyla cezalandırılır.”
Kerkük Valiliği Kadın Güçlendirme Dairesi Başkanı,“Toplum polisi, siber şiddete maruz kalan kadınlar için çok önemlidir. Kadınlar onlara rahatlıkla başvurabilir. Tüm dosyalar gizlilik içinde ele alınır,” dedi.
Şiddet vakalarının özellikle 18 yaş altındaki kızlara karşı ciddi şekilde arttığını belirtti.
Mevcut Irak hükümeti (Muhammed Şiya es-Sudani başkanlığında) tüm vilayetler için merkezi bir acil hattı (911) tahsis etti. Kerkük’te ayrıca kadınlara özel bir hat (497) ve IKBY’de ayrı bir hat (119) mevcut.
Toplum polisleri kadın personelden de oluşuyor; bu da kadınların rahatça iletişim kurmasını sağlıyor. İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir toplum polisi yetkilisi, “Hatlarımız ücretsizdir. Siber şiddet istatistiklerimiz şok edici. Sürekli seminerler düzenliyor, farkındalık kampanyaları başlatıyoruz. Kadınlara sessiz kalmamalarını söylüyoruz,” dedi.
IKBY’de kadınların yüzde 42’si siber zorbalıkla mücadelede yasal ve toplumsal farkındalığın artırılmasını öneriyor. yüzde 28’i ise cami ve dini liderlerin de rol oynaması gerektiğini düşünüyor.
WOLA’dan Gona Mecid, üniversitelerde telefon ve iletişim cihazlarının kötüye kullanımını suç sayacak yasaların çıkarılması gerektiğini, İçişleri, Eğitim, Yükseköğretim,Sağlık ve Vakıflar bakanlıkları arasında iş birliğiyle şiddetin azaltılabieceğini belirtti.
Ayrıca medyanın rolünün güçlendirilmesi ve şiddetle mücadele ofislerinde kadın müfettişlerin sayısının artırılmasının önemine işaret etti.
Bu haberin hazırlanmasına Leyla Ahmed katkıda bulundu.